Bizim memlekette motor meselesi, kahvehane muhabbeti gibi. “Motor var mı usta?” diye soran oluyor, cevap çoğunlukla “yolda gelir” kıvamında. Genç mühendislerimiz pırıl pırıl, fikirleri jet motorundan hızlı. Ama destek göremeyince soluğu Almanya’da, Amerika’da alıyorlar. Orada da adamlar “buyur gel, sen yeter ki üret” deyince, bizim çocuklar yıldız gibi parlıyor. Bizim tek yaptığımız ise “bizden giden çocuk NASA’ya girdi” diye övünmek.
Hâlbuki mesele basit: Genç mühendise güven vereceksin. “Hata yaparsan bile yanındayım” diyeceksin. Yoksa her yanlışta kapı dışarı, her başarısızlıkta “defteri kapat” olursa, çocuk gider, bir daha da dönmez.
-KAAN gökyüzüne bakıyor ama motoru kimden gelecek?
KAAN projesi gönlümüzü kabartıyor. Uçak havalanacak, biz de gururla izleyeceğiz. Ama işin bir motor faslı var ki, tam bizim “kervan yolda düzülür” anlayışına uyuyor. Motor ABD’den, alternatif plan yok. Yani arabayla uzun yola çıkıyorsun, ama stepne almamışsın. Ya lastik patlarsa?
Keşke motor konusunda “tek sepet” yerine, birkaç sepete yumurta koysak. Avrupa’yla, Asya’yla masaya otursak. Hatta “gel ortak üretelim” desek. Böylece Endonezya’ya “40 uçak sözümüz var” dediğimizde, elimiz cebimizde kalmazdı. Şimdi 2029 teslimat diyoruz, ama yerli motor 2032’de hazır olacak. Üç yıl arayı “dua ile” kapatamayız.
-Diplomasi megafonla yapılmaz
Hakan Fidan’ın motor krizini dünya aleme açıklaması, biraz da evdeki kavgayı balkonda bağıra çağıra anlatmaya benziyor. Komşular da dönüp “vay be, bunların evde işler pek yolunda değilmiş” der. Oysa mesele diplomasi, yani sakince halletme sanatı. Endonezya’ya “merak etmeyin, B planımız var” desek yeterdi. Ama biz doğrudan “motor yok” dedik. Endonezyalı da haliyle “bizi kandırdılar mı?” diye sordu.
İtibar dediğin şey pamuk ipliği gibidir. Bir kere koparsa, düğüm atsan da eski sağlamlığını bulmaz. Bundan sonra yapılacak şey belli: Krizi değil, çözümü konuşmak. Sessizlik değil ama sakinlik.
-Çözüm reçetesi
– Genç mühendis “gitme kal” diyecek iklimi bulmalı.
– KAAN için çoklu motor stratejisi geliştirilmeli.
– Endonezya’ya sözler alternatif planlarla garanti altına alınmalı.
– Diplomasi, megafon değil satranç tahtası gibi oynanmalı.
Velhasıl, motor meselesi bizim için sadece bir teknik sorun değil; güven, vizyon ve sabır testi. Eğer doğru dersler çıkarırsak, bu hikâye bir “fiyasko” değil, güzel bir “uyanış” olabilir.